Ana Sayfa/Sirküler/2020/Mart/Forma reklam gelirinden pay alınması nedeniyle mülkiyet hakkının, karar düzeltme talebinin reddedilmesi sonucu hükmedilen para cezası nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı

Forma reklam gelirinden pay alınması nedeniyle mülkiyet hakkının, karar düzeltme talebinin reddedilmesi sonucu hükmedilen para cezası nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı

Özet: Forma reklam gelirinden pay alınmasını düzenleyen metnin kanuni dayanağının bulunmaması sebebiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine yönelik 13.02.2020 tarih ve 2017/4483 başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi kararı

26.03.2020 tarih ve 31080 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 13.02.2020 tarih ve 2017/4483 başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin özet aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır. 

İnceleme konusu olayda, başvurucu Dernek; 2012-2013 sezonu Kadınlar Voleybol Ligi’nde giyilecek formalara reklam alınmasına ilişkin olarak 300.000 TL karşılığında bir şirket ile sözleşme yapmıştır. Spor Genel Müdürlüğü tarafından başvurucu aleyhine 10.6.2013 tarihinde İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinde alacak davası açılmıştır. Dava dilekçesinde, 5.4.2001 tarih ve 24364 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘’Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Mülkiyeti ve Kullanımında Bulunan Spor Tesislerinde Yapılacak Spor Faaliyetleri ile Genel Müdürlüğün Gözetim ve Denetiminde Düzenlenecek Olan Spor  Organizasyonlarına Katılan Kulüp ve Kişilerin Her Türlü Spor Malzemeleri ile Araç ve Gereçlerine Reklam Konulmasına Dair Yönetmelik’’in (‘’Yönetmelik’’) 9. maddesi gereğince Kadınlar Voleybol Ligi 2012-2013 voleybol sezonunda oynanan müsabakalarda giyilen formalar için alınan reklama ilişkin sözleşmeden elde edilen gelirin %5’inin ödenmesi talep edilmiştir. 4.4.2014 tarih ve 28962 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile anılan yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

Mahkemece 9.12.2014 tarihinde davanın kabulü ile ile 15.000 TL’nin davacı İdareye ödenmesine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde; başvurucunun 2012-2013 sezonu için forma reklam sözleşmesi yaptığı, forma reklam gelirinin 300.000 TL olduğu ve Yönetmelik’in 9. Maddesi gereğince forma reklam gelirinin %5’i olan 15.000 TL’nin davacıya ödenmesi gerektiği açıklanmıştır. Başvurucu tarafından temyiz edilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30.11.2015 tarihli kararıyla onanmış olup başvurucunun karar düzeltme talebi de Daire tarafından 20.10.2016 tarihinde reddedilmiş ve başvurucuya 260 TL para cezası verilmiştir.

Başvurucu 23.12.2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

Bu kapsamda, Anayasa Mahkemesi 13.02.2020 tarih ve E.2017/4483 başvuru numaralı kararında mülkiyet hakkının ihlali yönünden yapılan inceleme sonucunda;

  • Devletin kamusal ihtiyaçların karşılanması için egemenlik gücüne dayanarak tek taraflı iradesiyle kişilere yüklediği kamu alacağı biçiminde tanımlanan verginin anayasal sınırlar içinde salınıp toplanması zorunluluğunun açık olduğu,
  • Verginin kanuniliği ilkesinin takdire dayalı keyfi uygulamaları önleyecek sınırlamaların kanunda yer almasını gerektirdiği ve vergi yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerin konulması, değiştirilmesi veya kaldırılmasının kanun ile yapılmasını zorunlu kıldığı,
  • Vergi ve mali yükümlülüklerin kanunla konulmasını öngören Anayasa’nın 73.maddesinin, mali yükümlülüğün yalnızca kanun ile konulabileceği ve kanunun hiçbir şekilde bu konuda yürütme organını ve idareyi yetkili kılamayacağı anlamında olduğu,
  • Mülkiyet hakkına yapılan bir müdahalenin öncelikle belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir bir kanuni temelinin bulunması gerektiği,
  • Gençlik ve spor organizasyonlarının giderlerini karşılamak amacıyla kamu makamlarının düzenleyici kurallar getirebileceği, idarenin gözetim ve denetiminde düzenlenecek olan spor organizasyonlarına katılan kulüplerin elde ettiği reklam gelirleri üzerinden birtakım mali yükümlülükler öngörülebileceği,
  • Bununla birlikte reklam gelirleri üzerinden alınan pay ile mülkiyet hakkına müdahale edilmesi sonucunu doğuran bir tür mali yükümlülüklerin kanuna dayalı olması gerektiği,
  • 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun 8. maddesinde oyunların düzenlenmesi ile ilgili reklam gelirlerinin ve 14. maddesinin (e) bendinde de her türlü reklam gelirinin İdarenin gelirleri arasında gösterildiği, İdarenin gelirleri arasında sayılan bu kalemler ile kastedilenin İdarenin doğrudan taraf olduğu sözleşmeler sonucu elde edeceği reklam gelirleri mi yoksa Yönetmelik’te düzenlendiği gibi spor kulüpleri ve sporcular ile reklam veren arasındaki reklam sözleşmesinin karşılığı belirlenen reklam gelirleri mi olduğu konusunda ortada kanuni bir açıklık bulunmadığı,
  • Başvurucu kulübün elde ettiği reklam geliri üzerinden İdareye hangi oranda ödeme yapacağına ilişkin 3289 sayılı Kanun’un 8. Ve 14. maddelerinde herhangi bir hükme yer verilmediği, yine bu kapsamda reklam gelirinden alınacak payın alt veya üst sınırına ilişkin hükmün bulunmadığı, 
  • Bu nedenle kanuni bir dayanağı bulunmadan doğrudan yönetmelik hükümleri ile mali yükümlülük öngörülmesinin ve bu suretle mülkiyet hakkına müdahale edilmesinin kanunilik unsurunu sağlamayacağının kuşkusuz olduğu,
  • Yönetmelik’in 9. maddesinde reklam sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üç iş günü içinde spor kulüplerinin ve sporcuların tescilli bulunduğu il müdürlüğü hesabına makbuz karşılığı reklam gelirinin %5’inin ödeneceğine yer verildiği, Yönetmelik’in 11. maddesinde de İdarenin bu tahsilatın temini ile yükümlü ve sorumlu olduğunun belirtildiği ancak İdareye ödenecek payın nasıl tahsil edileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı,
  • Somut olayda 3289 sayılı Kanun’da yer verilen reklam geliri tanımının muğlak olması, reklam gelirinden hangi oranda tahsilat yapılacağına dair sınırlayıcı bir düzenlemenin kanunda öngörülmemiş olması ve tahsilatın nasıl yapılacağına ilişkin belirsizlik göz önüne alındığında, İdare tarafından başvurucudan alınan reklam geliri payının esaslı unsurlarının kanunda belirli ve öngörülebilir bir biçimde düzenlenmemiş olduğu,

gerekçeleriyle müdahalenin Anayasa’nın 13., 35. Ve 73. maddelerinde öngörülen kanunilik ilkesini ihlal ettiği ve Anayasa’nın 35. Maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Ayrıca Anayasa Mahkemesi, başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna vardığından ve uyuşmazlık hakkında yeniden yargılama yapılmak üzere karar örneğinin yargı merciine gönderilmesine karar vermiş olduğundan başvurucunun mahkemeye erişim hakkının hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının kabul edilebilirlik ve esas açısından değerlendirilmesine gerek görmemiştir.

Saygılarımızla, 

 

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

ksavukatlik 2024-01-04T18:15:14+00:00