Özet: Örtülü sermaye kullanan şirketin zarar etmesi nedeniyle kurumlar vergisi matrahı çıkmamış olmasının örtülü sermaye kullandıran şirketin faiz gelirini iştirak kazancı istisnasına tabi tutmasına engel bir durum olmadığı yönünde karar veren Danıştay 9. Dairesi’nin 11.06.2019 tarih ve E.2016/4272, K.2019/2403 sayılı kararı hakkında.
Danıştay 9. Dairesi’nin 11.06.2019 tarih ve E.2016/4272, K.2019/2403 sayılı kararına ilişkin özet aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda; Davacı şirketin örtülü sermaye kullandırdığı şirketin, ilgili yılda zarar beyan etmesinden dolayı kurumlar vergisi ödememesi nedeniyle söz konusu kullandırılan tutarların davacı şirket tarafından kâr payı geliri olarak iştirak kazançları istisnası kapsamında düzeltme işlemi yapmasına imkân bulunmadığından bahisle cari yıl zararlarının azaltılmasına ilişkin yapılmış işleme karşı şirket tarafından dava açılmıştır.
İlk derece mahkemesi gerçekleştirdiği inceleme sonucunda,
- Örtülü sermaye kullandıran açısından, iştirak kazançları kapsamında kurumlar vergisinden istisna tutulması suretiyle yapılacak düzeltme için öngörülen tek şartın örtülü sermaye kullanan şirketin örtülü sermaye üzerinden hesapladığı faiz ve kur farkı tutarının kanunen kabul edilmeyen gider beyanı sonucu adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması olduğu,
- Örtülü sermaye kullanan şirketin, dönem sonunda en az örtülü sermaye üzerinden hesapladığı faiz ve kur farkı tutarı kadar kâr elde etmesi ve bu matraha isabet eden vergi kadar ödenecek kurumlar vergisi beyanının aranmadığı,
- Örtülü sermaye kullanan şirketin ödeyeceği kurumlar vergisinde oluşacak azalmalar konusunda yasal bir ibareye yer verilmediği gibi aksine bir düzenlemenin de bulunmadığı,
- Örtülü sermaye kullandıran şirketin örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faiz ve kur farkını iştirak kazancı istisnasına tabi tutulabilmesi açısından ne şekilde değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin yayımlanan 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde de bu yönde bir hüküm bulunmadığı,
- Dava konusu olayda kurumlar vergisi matrahının oluşmamış olması sebebiyle düzeltmenin yapılabilmesi için örtülü sermaye kullanan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartının aranmasına gerek bulunmadığı,
gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Söz konusu karar, örtülü sermaye kapsamında faiz tutarı üzerinden hesaplanan vergiden söz edilemeyeceği için düzeltme işlemi yapılamayacağı iddiası ile davalı İdare tarafından temyiz edilmiş olup incelemeyi gerçekleştiren Danıştay 9. Dairesi, ileri sürülen iddiaların temyize konu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığını belirterek mükellef lehine olarak temyiz isteminin reddine karar vermiştir.
Örtülü sermaye kullandıran şirketin, örtülü sermaye üzerinden hesaplanan faiz ve kur farkını iştirak kazancı istisnası tabi tutabilmesine ilişkin olarak son zamanlarda mükellef aleyhine kararlar çıkmaktaydı.
Danıştay 4. Dairesi’nin 22.12.2015 tarih ve E.2012/5442 K.2015/7580 sayılı kararında, örtülü sermayeye isabet eden faiz, kanunen kabul edilmeyen gider olarak kurum kazancına ilave edilse dahi ilgili dönemde örtülü sermaye kullanan şirketin zarar beyan etmesi nedeniyle borç veren şirketçe elde edilen faiz gelirinin iştirak kazancı istisnası kapsamında değerlendirilemeyeceği, değerlendirildiği takdirde hazinenin sebepsiz yere vergi kaybedeceği yönünde mükellef aleyhine karar verilmiştir.
Yine benzer konuda ilgili dönemde örtülü sermaye kullanan şirketin zarar beyan etmesi nedeniyle adına tarh edilen ve ödenen vergi bulunmadığından davacı şirketin faiz tutarlarını kurumlar vergisi beyannamesinde iştirak kazancı olarak değerlendirilmesi ve vergiden istisna tutulması yasal olarak mümkün olmadığı gerekçesiyle Danıştay 3.Dairesi’nin 02.02.2015 tarih ve E. 2011/5152 K. 2015/441 sayılı kararı ile yine mükellef aleyhine karar verilmişti.
Saygılarımızla,